Kriptoparalar ve Hukuki Boyutları

Kriptoparalar ve Hukuki Boyutları

Av. Burak ÜÇÜNCÜ

(Yazının fikri mülkiyet hakları yazara aittir.  Makalenin herhangi bir bölümünün başka bir yayında kullanılmasına ancak atıfta bulunulması şartı ile izin verilir. İzinsiz çoğaltılamaz, tüm saklıdır)

Kriptoparaları kullanmanın veya alım-satım yapmanın suç olup olmadığı ve hatta cezasının olup olmadığı konusu merak ediliyor. Fakat yine de kriptoparalar, gün geçtikte artan pazar hacmi ve küresel anlamda gördüğü talebin büyümesi karşısında popülerliğini koruyor. Bir zamanlar günahların para birimi olarak anılan kriptoparaların, artık küresel anlamda bir yatırım aracı olarak kabul edildiğini söylersek sanırım yanılmış olmayız. O halde kriptoparaların ne olduğundan bahsetmeden önce paranın tanımından başlayalım.

İçindekiler [gizle]

Para Nedir?

Para, toplumların üzerinde mutabakata vardığı değişim araçlarıdır. Toplumlar, para olarak kabul ettikleri maddelerin değişim kabiliyeti olduğu noktasında ortak inanca sahiptir. O yüzden bir maddenin para olarak kabul edilmesinin kıstası, maddesel kıymetinin dışında toplumun kabulüne bağlıdır. Modern insanlar, banknotları ve madeni paraları kullanmadan önce bazı madenleri veya maddeleri para olarak kullanmışlardı. Örneğin, banknotlardan önce tuz, tütün, deri gibi maddeler değişim özelliğine sahipti ve para niyetine kullanılıyordu.

Şimdilerde ise adına banknot dediğimiz, üzerinde ülkelerin para basma yetkisine sahip otoriteleri tarafından konulmuş bir takım bandrol, seri numarası gibi bazı ayırt edicilikleri olan kağıtları, para olarak kullanıyoruz. Çünkü, elimizde olan banknotlar ile mal veya hizmet satın alabileceğimizi biliyoruz. Cebinizde bin türk lirası ile bir mağazaya girdiğinizde o mağazadan istediğiniz kıyafeti satın alabileceğinizi bilirsiniz. Size sattığı kıyafet karşılığında para alan mağaza, sizden aldığı aynı para ile o ürünü başka bir atölyede ürettirebiliyor veya hammadde satın alabiliyor. Aynı mağazaya giderek ortadan ikiye kesilmiş iki yüz lira ile alışveriş yapamazsınız. Bu yüzden toplumca ve Merkez Bankası’nca kabul edilen para, basıldığı haliyle bütün kabul edilendir. Dolayısıyla o banknotun para olarak kabulü ile el değiştiriyor olması, o toplumun o paranın tedavül yeteneği olduğu noktasındaki ortak inancından kaynaklanıyor. Eğer toplum olarak bir araya gelir ve ağaç dalını para olarak kabul edersek, ağaç dalı bizim yeni paramız olur. Çünkü ortak kabul, maddenin para olarak kabulünü sağlamaktadır.

Kriptopara nedir? 

Kriptografi, köken olarak Yunanca kryptos (gizli) ve graphien (yazmak) kelimelerinden türetilmiştir. Kriptoparalar ise, şifrelenmiş güvenli algoritmaları dolayısıyla kripto kavramıyla anılmaktadır. Tedavüle çıkartılan ilk kriptopara, Bitcoin’dir. Bitcoin; herhangi bir otorite, devlet, resmi kuruluş veya merkez bankası ile ilgisi olmayan ilk dijital kriptoparadır.

Bitcoin, Kasım 2008 yılında kimliği bilinmeyen ancak hakkında çok sayıda komplo teorileri olan Satoshi Nakamoto adını kullanan bir kimse (veya grup) tarafından yayınlanan bir makale ile ortaya çıkmıştır. Ardından 3 Ocak 2009 tarihinde ilk Bitcoin transferi ile ağ herkese açık hale getirilmiştir. Bitcoin, kuruş ve cent gibi küçük birimlere bölünebilmektedir. Bitcoin’in yüz milyonda bir birimi “satoshi” olarak adlandırılır. Dolayısıyla yüz milyon satoshi, bir Bitcoin olarak tedavül görmektedir.

Başlangıcını Bitcoin’in yaptığı kriptoparalar, kriptografik alt yapıları ile sahip olduğu merkeziyetsiz teknolojileri sayesinde insanlar arasında tedavül görmektedir.

Kriptoparalar, aslında yapısı itibariyle bir yazılımdan başka bir şey değildir. Kriptoparalar somut anlamda fiziksel yer kaplamamaktadır. Kamuya açık halde bulunan Bitcoin yazılımının veya diğer kriptoparaların (Solana, Ethereum, Avax gibi) kaynak kodları, başka yazılımcılar tarafından geliştirilerek yeni kriptoparalar üretilmektedir. Bitcoin dışındaki diğer tüm kriptoparalara “alternative coin” kısaltması olan altcoin ismi verilmektedir.

Ulusal merkez bankaları aracılığıyla ihraç edilen geleneksel paralara karşın, Bitcoin herhangi bir merkez bankası veya otorite tarafından arz edilmemektedir. Geleneksel paralarda elektronik transfer sağlanırken bir aracı kurum gerekmekte, yapılan işlemler tek bir merkezden yürütülmektedir. Örneğin Ziraat Bankası vasıtasıyla yapacağınız bir para transferi için Ziraat Bankasının veri merkezini kullanır ve o merkezden hareketle işlem tesis edersiniz. Ancak Bitcoin ve sahip olduğu Blockchain (blok-zincir) teknolojisi, tek bir merkez kavramının dışına çıkarak transfere ilişkin tüm veriyi dağıtık olarak kendi ağına dahil olan bütün bilgisayarlarda tutmaktadır. Bu anlamda Bitcoin, adem-i merkeziyetçi (decentralized) yapısı ve bu yapının tamamen kriptografik yöntemlerle sağlanması sayesinde finansal bir devrim niteliğindedir

Kriptoparaların Hukuki Boyutları

Bitcoin’in özellikle ilk geliştirildiği yıllar ağırlıklı olmak üzere kriptografik temelli teknolojisi sayesinde sağlanan anonimlik ile birçok suçun işlenmesine aracılık ettiği yönünde bir takım iddialar bulunmaktadır. Bitcoin’in bir dönem günahların para birimi olarak anılmasında deep web (derin ağ, darknet) olarak adlandırılan internet ağında uyuşturucu, silah satışı, kiralık katil, çocuk pornografisi gibi konularda bir değişim aracı olarak kullanıldığı iddiası etkili olmuştur. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde, Silk Road (İpek Yolu) adında, derin ağda faaliyet gösteren bir e-ticaret sitesinde uyuşturucu satışı yapılmakta ve Bitcoin ile ödeme alınmaktaydı. Ekim 2013’te ABD kolluk birimleri tarafından Silk Road internet sitesi erişime engellenince Bitcoin’in değerinde kısa süreli düşüş yaşanmıştır. Şubat 2015’te Silk Road adlı internet sitesinin kurucusu uyuşturucu satışı suçlamalarıyla müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. İngiltere kaynaklı İnternet İzleme Vakfı’na göre Bitcoin’in çocuk pornografisi satın almada bir araç olarak kullanıldığı ileri sürülmüştür. Fidye virüsü olarak adlandırılan ve dünya genelinde milyonlarca kişi ve kurum bilgisayarına bulaşarak dosyaları şifreleyen ve şifrelerin çözülüp bilgisayarların çalışır hale getirilmesi için 300 dolar karşılığı Bitcoin talep eden bir zararlı yazılım gündeme gelmiştir. Bitcoin ile fidye isteyen bu zararlı yazılımdan Türkiye de dahil 99 ülke etkilenmiştir. Fidye virüsü olarak bilinen zararlı yazılım günümüzde halen daha çok sayıda kişi ve şirketi mağdur etmektedir.

Türk mevzuat sisteminde kriptoparaların alım satımının yasaklanmasına ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bir takım vergisel yükümlülüklerin getirileceğine ilişkin iddialar olmasına karşın, henüz bu konuda atılmış somut bir adım bulunmamaktadır.

Bitcoin, sanılanın aksine -Türk hukuk sistemi anlamında- elektronik para değildir. Elektronik para, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun’un 3/ç maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır; “Elektronik para ihraç eden kuruluş tarafından kabul edilen fon karşılığı ihraç edilen, elektronik olarak saklanan, bu Kanunda tanımlanan ödeme işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan ve elektronik para ihraç eden kuruluş dışındaki gerçek ve tüzel kişiler tarafından da ödeme aracı olarak kabul edilen parasal değer”. Kanundaki elektronik para tanımından hareketle, kriptoparaların Türk Hukuku anlamında elektronik para olarak adlandırılması mümkün değildir.

Fakat Türk mevzuatında ilk olarak, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından 16.04.2021 yılında “Ödemelerde Kriptovarlıkların Kullanılmamasına Dair Yönetmelik” çıkartılmış ve ilk olarak hukuk sistemimizde kripto varlıklara yönelik tanımlama yapılmıştır. İlgili yönetmeliğe göre kriptoparalar, kripto varlık olarak ifade edilmiş ve şu şekilde tanımlanmıştır; “dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıklar”. Sanılanın aksine bu yönetmelikle birlikte kriptoparalar yasaklanmamış, ancak ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kripto varlık alım satım, saklama, transfer ve ihraç etmeleri yasaklanmıştır. Dolayısıyla bu yönetmelik ile ödeme ve elektronik para kuruluşlarının kriptoparalarla ilgili olan iş ve işlemleri, ödeme kabul edip ödeme sağlama imkanları ortadan kaldırılmıştır. Son kullanıcı nezdinde kriptoparaların yasaklanmasına yönelik bir düzenleme değildir.

Kriptopara Alım Satımı Suç Mudur?

Türkiye’de yasal düzenlemenin mevcut olmayışı dolayısıyla Bitcoin kullanımının suç teşkil edip etmediği noktasında ceza hukuku anlamında tartışmalar yapılmaktadır. Türkiye bir hukuk devleti olmakla birlikte suçta ve cezada kanunilik ilkeleri gereğince, kanunla yasaklanmayan ve yaptırımı gösterilmeyen bir eylem veya faaliyetin icrası engellenememekte ve yaptırıma da tabi tutulamamaktadır. Bu görüşün dayanağı Anayasa’da; devletin temel ilkelerinin düzenlendiği 2. Madde ile temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlandırılabileceğine ilişkin 13. Madde ve suçta ve cezada kanunilik ilkelerine ilişkin düzenlemenin yer aldığı 38. Maddedir. Anayasal ilkeler doğrultusunda kriptoparaların kullanımının suç veya yaptırım gerektirir nitelikte olmadığı sonucuna varmamız mümkündür. 

Kriptoparaların suça aracı olabilmesi hususlarına ilişkin 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun gündeme gelmektedir. Nitekim 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun m. 2/c’de “fon” şu şekilde tanımlanmıştır; “Para veya değeri para ile temsil edilebilen taşınır veya taşınmaz, maddi veya gayri maddi her türlü mal, hak, alacak ile bunları temsil eden her türlü belgeyi…” İlgili düzenlemede yer alan fon tanımına kriptoparaların da dâhil olduğu açıktır. Dolayısıyla kriptoparalar kullanılarak “bir teröriste ve terör örgütüne fon sağlamak veya toplamak” aynı kanun uyarınca terörizmin finansmanı suçunu meydana getirebilecektir.